Futbol Türkiye’de sosyal yaşamdan, sanal yaşama hatta iş hayatına kadar her yerdedir. Maalesef günümüzde futbolda ister kulüp bazında ister futbolcu bazında kazanan milyonlar alıyor, fakat kaybeden ise çok şey yitirmiş gibi kahır oluyor ki genelde taraftar kısmı oluyor. Tüm dünyada endüstriyel futbol artık kaçınılmaz olmuş durumda. Ne insanlar iddaa / bahis ’ten vaz geçer, nede taraftar / turist taraftarlar popüler isimleri izlemekten vaz geçer. Endüstriyel futbol özellikle 6-7 yıldır sadece futbol kültürü için stadyumda futbol izleyenleri uzak tutmaya başlattı (Bizde ki Passolig örneği).
Futbol kıraathanelerde sigara dumanı altında ya da internet bahis sitelerinde renklerini bile bilmediğin takımlara para basarken öğrenilebilecek bir kültür ve spor değildir. Bir çocuk kendiliğinden futbol sevdalısı değilse babası ya Eskişehirspor gibi futbol kültürü bir kentte maça götürecek ya da evine Digiturk, Tivibu ve D-Smart’tan biri alacak ortalama 50-60TL aylık bir bütçe ayıracak. Tabi ki sadece futbol sadece TV’den olunca da futbol bilgisi İstanbul kulüplerinde ötesine geçmiyor. Futbol elbette Lionel Messi, Cristiano Ronaldo, Arjen Robben, Lewandowski gibi üst düzey oyuncularla güzel ama futbolu kendi kültürünü sahada, tribünde yaymadığı sürece biz Barcelona, Real Madrid gibi takımların 3-5 attığı maçları vayy be diyerek izleriz.
Endüstriyel futbol tüm dünyada yaygın ama alt yapılarını geliştiriyorlar bölgesel ligler ve alt liglerin maçları her daim ilgi çekici. Bir şekilde futbolu okuyorlar, yazıyorlar ve yaşıyorlar. Günlük gazete alanların, okuyanların büyük çoğunluğu gazeteye spor sayfalarından başlıyor, ama haber kalitesi maalesef İstanbul yalakalığı için manşet yarışından öteye geçmiyor. Kaliteli kitap yazacak adam çok ama okuyacak adam yok bu sebeple herkes kolay yolu seçiyor. Aslında bütün gün elimizde cep telefonu 99 kere Facebook’a, Twitter’a, Instagram’a giriyoruz, keşke sponsor şekilde e-kitaplar ücretsiz dağıtılsa da insanlar ücretsiz okusa. Akademik yayınlara hiç girmiyorum, BESYO mezunu çok ama makale ve başarılar?
Bunu rakamsal olarak açıklarsak Idefix.com Türkiye’nin en popüler satış platformlarından biridir sadece futbol kitapları kategorisinde 107 adet kitap vardır. Amazon’a baktığımız da Türkçe satılan futbol kitabı 0! Elbette İngilizce genel bir dil burada 18bin’e yakın yayın var diye ukalalık yapmayacağım ama kendimizi lig kalitesi ve tribün kültürü olarak karşılaştırdığımız liglerden Fransızcanın 97, Almancanın 68, İspanyolcanın 509, ve İtalyancanın 17 adet yayını Amazon’da satılıyorsa burada ciddi bir sıkıntı vardır.
Futbol bir marka değeri sözü bir klişe ama ülkenin tanımında en hızlı fayda sağlayıcı faktörlerdendir. Dünya üzerinde ki futbol hakkında yazı yazan yazar ve bloger Türkiye Süper Lig’ini Arap Ligleri yada Hindistan / Çin Ligleri ile aynı kefeye koymakta. Milyon dolarların döndüğü, ve kalitesi düşük emekliliği isim yapmış yakın oyuncuların oynadığı bir lig olduk. Bu kadar paranın olduğu bir yerde PassoLig sistemi de gelince tribünlerin durumu orta da ne şiddet engellenmiş durumda, ne küfür.. Sonuç sahada oynayanların piyasa değeri en kötü 15-20milyon dolar ama izlemeye gelen kişi sayısı 2-3bin.
Futbol hem altyapı hem de kültür işidir, bizde de maalesef Avrupa’nın kat ve kat fazlası yeteneğe sahipken, U21 ve U19 takımları efsaneler yazarken, halen bu kadar yabancı ve gurbetçi oyuncu peşinde olmamız sistemin çöktüğünün en net göstergesidir. Çözüm? Zor ama imkansız değil..