Kendi işinin patronu olmak ya da yeni nesil adıyla girişimci (startup); maaş ile yani sabit gelirle çalışan her mavi yaka ve beyaz yakanın hayatında en az bir kere hayalini kurduğu ama %99’nun konfor alanında çıkmaya cesaret edemediği kavramdır. Bugün Medium Türkçe Yayın üzerinde girişimcilik hikayesi üzerine yazıyı okuyunca daha evvel yazmış olduğum kurumsallık kültürü hakkında yazılara ekleme yapmak istiyordum bugüne kısmet oldu.
Girişimcilik sadece cesaretten ve iyi araştırmadan ibaret değildir. İşletmeyi kuranlar insan olsa da bir süre sonra işletmenin bir ruhu oluyor, tıpkı kendi çocuğunun büyümesi gibi, ne kadar yönlendirsen de ileride kendi kararlarını verecektir. Aile eğitimi ve disiplini yeterli olan bir çocuk hayatta nasıl başarılı olma ihtimali yüksekse, firmalar içinde aynı durum geçerlidir. Kişisel gelişim kitabı cümlesi gibi olacak, firmaya değer katacak her yatırım ileride misliyle dönüş sağlayacaktır. Bu yatırım ister insana yapılsın isterse sistemsel alt yapıya fark etmeksizin ayrı değeri vardır.
İçindekiler (Table of Contents)
Ne Kadar Kurumsallık Var, Ne Kadar Patronsun
Kurumsallığın en temel taşlarından biri; her işi kendin yapamazsın, patron ya da yönetici olarak insanları çalıştırmayı ya da yönlendirmeyi öğrenmelisin. Her işi kendin yapmaya ne kişisel gücün yeter ne de uzmanlık bilgin. Kurum / Şirket içinde herkes kendi uzman olduğu işini yapmasına izin verilir ve kişisel ego savaşlarına girilmezse, şirketin uzun yıllar boyunca başarısız şekilde çalışmaması için bir sebep yoktur.
Firmalar doğaları gereği yaşamak mal satış ya da hizmet satışı yapar ve bunun karşılığında para kazanır. Kazanılan para güzel gelse tamamı kar değildir, ve işletmenin kendisini geliştirmesi için kar kısmından pay alması olmazsa olmazdır. Bu yüzden firma patron(ları) kazanılan parayı kendilerinin görmemesi gerekir. Yaptığım meslek gereği çok fazla firma hikayeleriyle karşılaşıyorum ve işlerin kötüye gitmesinin genel belirli sebepleri oluyor;
- Masraf Görüp Yatırım Yapmamak: Güvenlik elemanından, IT yatırımına ve işinde uzman finans, muhasebe ve hukuk danışmanlarıyla çalışmak bir çok konuyu masraf olarak görmemek gerekir. Tek bir konuda faydaları size maliyetinin yüzlerce katını kazandırır.
- Farklı Sektörlere Parayı Aktarmak: Hırs iyidir ama fazlası ego’dur. En çok kızdığım ve üzüldüğüm bu konudan dolayı zora giren firmalar oluyor. İşler çok iyi giderken bilmediği ya da doğru ortaklarla girmediği yatırımların nakit akışını işleri düzgün giden firmadan yaparsanız, asıl para kazanan firmayı zayıflatır ve batırabilirsiniz.
- Kazanılan Paranın Tamamını Kar Sanmak: İşletmenin iyi bir muhasebe ve finans birimi yoksa, bu konuyu iyi bilmeyen biri nakit akışını yönetiyorsa kazanılan her parayı kendisinin sanabilir. Örnek 100 TL’lik mal satıldı bu sizin karınız değil, maliyeti hesaplamalı ve kalan karın tekrar mal almak için ne kadarının lazım olduğunu hesaplamanız önemli.
Patron Sensin, Kendi Maaşını Kendin Belirle
Elbette iş kurmanın en temel beklentisi para kazanmaktır. Havadan gelmiyor ya da kolay kazanmıyorsanız gecenizi gündüzünüze katığınız işten para beklemek en doğalıdır. Fakat bu işi ben kurdum istediğimi alırım derseniz ve sermayeniz yeteri kadar kuvvetli değilse; yukarıda belirtiğim benzer sebeplerden dolayı muhtemelen iş girişiminiz başarısız olma ihtimali oldukça yüksektir. Bencil olmadan kendi iş yerinizin bir çalışanı olarak görüp kendinize maaş bağlayın. Şirketin yaşamasına şans verecek ve hayatınızı rahatça süredürebilecek kadar bir tutarla maaş alın kendi şirketinizden.
Kurumsallık ne ki patron benim maaşa ne gerek var deme!
Yeni kurulmuş bir firmada tabi ki bu söylediğim hemen olmayabilir, şirketin acil bir şekilde yatırıma ihtiyacı olabilir ya da yabancı kaynak (aileden borç – bankadan borç vb.) alınmış ise para oraya gitmesi gerekbilir. Bu konuları istisnai tutarak tekrardan yazıyorum, şirket yaşayan bir organizmadır. Kan akışı yani nakit akışını kesersen kan dolaşamaz ve sağlık problemleri oluşur.
Patronların para veriyoruz diyip, insanları ezmediği ve çalışanlarında patronların hayalini gerçekleştirmek için işe geliyoruz kafasında çalışmadığı bir şirkette çalışıyor olmanız dileğiyle. Dünya üzerinde ki kaynaklar sınırlı. Çalışan olmadan iş yeri olmaz buna bağlı olarakta herkeste patron olamaz. Bir işyeri sadece kendini etkilemez, en az 10 kat çevresine değer katar. 100 kişinin çalıştığı bir iş yeri evde 350-400 kişiye bakar. Bağlı çalıştığı şirketlerle en az 1.000 kişi ekmek yer. Bu 1.000 en az kişi 10.000 kişiye etki yapar. Bu yüzden kendine maaş bağla patron, şirket sadece senin değil!
One thought on “Kurumsallık: Kendine Maaş Ver”