
Zamanı Kim Çalıyor? Momo!
Bu yazıda biraz daha kişisel ve içten bir anlatım kullanacağım. Uçakta geçirdiğim birkaç saatlik bir yolculukta Michael Ende’nin Momo kitabını elime aldım. Uzun süredir birkaç podcast’te adını duyduğum, hemen satın aldığım ama bir türlü okumaya fırsat bulamadığım bu kitabı, yolculuk uzun olunca nihayet okuma şansı buldum. Başta bir çocuk kitabı bekliyordum ama sayfalar ilerledikçe, çocuk edebiyatı süsü verilmiş derin bir yaşam felsefesiyle karşılaştım.
Momo, ilk bakışta bir çocuk kitabı gibi görünüyor ama aslında yetişkinlere yazılmış, derin felsefi katmanlara sahip bir eser. Özellikle ebeveynlik üzerine düşündüğümüzde, satır aralarındaki sorular oldukça sert ama dürüsttü. Çocuklarımıza gerçekten zaman ayırıyor muyuz? Yoksa onları sadece oyalıyor muyuz?
Yazının sonuna yapay zeka ile desteklenmiş PDF ekledim bakmanı ve Momo'yu çocuğuna okutmanı tavsiye ederim.
🧸 Oyuncaklar Kimin İçin?
Kitaptaki en vurucu bölümlerden biri, yetişkinlerin çocuklara durmaksızın oyuncak vermesi ama bu oyuncakların çocuklar için değil, aslında onlardan uzak durmak isteyen yetişkinler için verilmiş olmasıydı. Çocuklara sürekli içerik, oyuncak, oyun sunuyoruz ama asıl sormamız gereken şu;
“Ben şu an bu oyuncağı onun gelişimi için mi verdim, yoksa kendim biraz rahat etmek için mi?”
👦 Zamanı Tasarruf Etmek mi, Temas Etmek mi?
80’ler doğumluyum. Çocukluğum oldukça dışarıda geçti. Misket, saklambaç, sokak oyunları vs. fakat aynı zamanda dijital dünyanın da ilk kullanıcılarındandım. Bugün ise hepimizin çocukların vakti programlı, yoğun ve yarış halinde.
- Sabah kahvaltı,
- Öğlen kurs,
- Akşam dijital içerik,
- Uyku rutini..
Oysa zaman programla değil, anılarla ölçülür ve çocukların hafızasında en çok yer eden şey, birlikte geçirilen gerçek zamanlardır. Kitaptaki en vurucu bölümlerden biri, yetişkinlerin çocuklara durmaksızın oyuncak vermesi ama bu oyuncakların çocuklar için değil, aslında onlardan uzak durmak isteyen yetişkinler için verilmiş olmasıydı.
Çocuklara sürekli yeni dijital ya da fiziksel oyun sunuyoruz. Odaklarına geçip saatelerce takılmalarını bekliyoruz. Çocukların çoğu kendi başına oyun kurmaz, birlikte olunca kurar ve sonra sunulan binlere lira değerinde ki oyuncakları oynamıyor diyoruz. Peki ama asıl sormamız gereken şu: “Ben şu an bu oyuncağı onun gelişimi için mi verdim, yoksa kendim biraz rahat etmek için mi?”
Modern hayat bize “zamanı iyi kullan” diyor. Fakat Ende, Momo aracılığıyla bize şu soruyu yöneltiyor: “Zamanı tasarruf ettikçe, onu yaşamayı unutmadık mı?” Belki de çocuğunuzla oynadığınız 15-20 dakikalık basit Monopoly tarzı kutu oyunu, 1 saatlik Netflix animasyon filminden daha derin bir iz bıracaktır. Momo bize özetle şunu diyor; “En büyük hediye, gerçek zaman ve gerçek dinleyiştir.”. Bugün siz de çocuğunuzla sadece 15 dakikalık bir ‘dinleme zamanı’ yaratın. Telefonu bırakın, soru sormayın, onu yönlendirmeyin. Sadece onun anlattığı dünyada sessizce bulunun. Göreceksiniz, çocuklar zamanı ölçmez ama hisseder.
Zaman Tasarrufu mu, Zaman Teması mı?
Kitap boyunca kötü Gri Adamlar karşımıza hep çıkar: Zaman Tasarruf Kasası’nın ajanları.
Sözde insanlara zaman kazandırıyorlar ama gerçekte hayatı tatsız, ruhsuz ve yalnız hâle getiriyorlar.
Michael Ende’nin Gri Adamları, sadece hikâyenin kötü karakterleri değil — modern dünyanın görünmez ama etkili baskılarını temsil eden alegorik figürlerdir. Onlar birey değil, birer zihniyet temsilcisidir. İşte modern dünyada Gri Adamların temsil ettiği başlıca kavramlar:
- Gri Adamlar sürekli “zaman tasarrufu” önerir. Bugünkü karşılığı: To-do list’ler yani yapılacaklar, “Boş durma” suçluluğu, Sürekli “daha üretken olmalıyım!” baskısı.
- Tüketim Odaklı Kapitalizm; Gri Adamlar zamanı çaldıktan sonra yerine bir şey vermez. Bugünkü karşılığı: Reklamlar ve pazarlama taktikleri: zamanını “daha iyi şeylere” harcamalısın. Hızlı tüketilen ürünler ve sürekli yeniyi istemek.
- Modern gri adamlar artık cebimizde: Sosyal medya algoritmaları, 7/24 bildirimler ve sonsuz kaydırmalı içerikler.
- Anlamdan Uzak Kariyer Yarışları: Ünvanlar uğruna ruhu tüketen mesailer. Kendi hayatını yaşamayı unutturacak meşguliyetler.
Sonuç: Gri Adamlar Dışarda Değil, İçeride!
Michael Ende’nin büyük uyarısı şuydu: Gri Adamlar dışarıdan gelmez. Onları biz çağırırız. Onlara inanır, onları dinler ve içimize alırız. Ama Momo gibi dinlemeye başlarsak, o zaman onların fısıltısı kesilir.
Gri adamlar aslında yok onları biz yaratırız, hikayede Gri Adamlar sigarları sönünce ölürler çünkü dumanları kalmaz. Sigara dumanını yani etrafındaki koşturmacayı durdur arada ve uzaktan bakmayı unutma. Bugün siz de sadece 15 dakikanızı çocuğunuzla geçirin. Sadece dinleyin. Belki o 15 dakika, sizin hayatınızda yeni bir zaman çiçeği açtırır.
Momo’yu küçük çocukların okuması için uzun bir kitap ama yapay zeka desteğiyle 12 sayfalık basit bir versiyonun hazırladım PDF indirmek için tıklayabilirsin.